1.1.2017
Türkiye’nin en büyük, hatta ilk 400 sıralaması içinde yer alan Edebiyat Defteri’nde olduğunuz için hepinize teşekkür ediyoruz. Bu bir merhaba, 2017’ye hoş geldiniz.
Hayatım hiç kolay olmadı benim! Çocukluğumdan beri çok ciddi bir mücadele verdim. Tam 40 yaşındayım şimdi. Aynı mücadeleye devam… Hiç kolay olmadı, ama hiç! Şikayetçi miyim? Hayır : )) Önder olsaydı “nasip” , “kurcalama Banu kader denen bir şey var, değiştiremezsin” derdi. Kimileri dünyaya çok şanslı geliyor, kimileri de mücadele etmeye. İşte ben ikinci durumuna ilk burada düşüyorum. Bakın aynı cümlede hem “ikinci”, hem “düşüyorum” ile iki negatif birlikte kullanılınca hiç hoş durmuyor. Fakat bazı cümlelerin yapısını değiştirdiğinde hem güzelleşir, hem şimdiye kadar hiç duyulmadık bir cümle ile karşı karşıya gelirsiniz. Nasıl mı?
“Bu dünyada şanslı olmak istiyorsan, birinci olmak için daha çok çalışmalısın.”
Kolay mı? Bana göre evet. Hayatım bu cümleleri pozitife çevirmek için çalışarak geçti. Pişman değilim. Mutlu olmayı seçersen, hayat birden güzelleşir. Sabah gülümseyerek söylenen bir “günaydın”, bir “merhaba” demenin tepkisi ile tanışmalısınız. Böyle başlıyor işte. Sonra umutların seni yalnız bırakmıyor. Planlar, projeler, yarına dair sözler, işler derken öyle bir koşuyorsun ki, içinde biraz arkadaşlardan, çokça aşktan, birçok insandan uzak tutuyor seni. Her şeyin bir bedeli var elbet. Benim böyle geçti. Hep “kendim” dedim. Bencil olduğumdan değil. Çocukluğumdan beri hiç şanslı bir kapı çalmadım, biri elimden tutmadı, şans bana hiç gülmedi. Bu yüzden her şeyi kendim yaptım! Kimseden bir şey beklemedim, yardım taleplerini geri çevirdim, kendim ettim, kendim buldum yani : ))
Yapmak istediğim şeyleri bir yere yazmam ben, onu 40 kere hatta daha fazla dillendiririm. Kalbim benim için duaya geçer. Onların bir sırası vardır ve hepsi yerini bulmuştur bende. Bir arkadaşım hep şöyle der benim için “ sen yeter ki bir şeyi yapmak iste, üç-beş yıl sürer belki ama illaki yapmışsındır”. Buna şahit olan ailem dışında evet arkadaşlarımda var. Bu nedenle boşa söylemiyorum. Vazgeçmezseniz başarı gelir.
Siz eğer önce mutlu olmayı öğrenirseniz, kendinize bir amaç edinmişseniz ve başarmanın nasıl bir duygu olduğunu yaşamışsanız ( bir kez bile olsa! ) orada hayat başlıyor. Olduğu kadarına şükreder, gerisi için çabalamaya devam edersiniz. Huzur böyle gelir, ona mutluluk ilave olur. Huzur ve mutluluk varsa kendinize ve çevrenize fayda sağlamaya başlarsınız. Çıkarsız ve yalansız, sözüne sadık kalarak, kimsenin güvenini suistimal etmeden, boş vaatler vermeyerek hatta, saygı ve sevgi çerçevesini koruyarak yol alırsınız.
Şimdi beni yeni yeni okumaya başlayanlar olabilir. Tanışmış olduk ne güzel : )) 2017’nin şu ilk saatlerinde, yılın ilk hafta sonu yazısında neden kendimden bahsettim acaba? Şimdi ben bu yazımla birlikte yıl içinde yapmam gerekenlerin listesini Aralık ayı içinde planladım. Hatta onlara bir ön hazırlığı başlattım. Sevgili Ansızın ve Önder neredeyse her gün bu planlarımı dinlediler ve çok şey kattılar. (“Edebiyat Defteri” için de çok güzel hazırlıklarımız var, şimdiden söylemiş olayım. Ansızın’ı takip edin ) Şimdi kolları sıvayarak ben bazı başlangıçlar yapacağım. Siz de benimle birlikte bugünden başlayarak eşlik edin istiyorum. Kendiniz için bi liste çıkartın ve bunların ne kadarını yapabileceğinizi gözlemleyin. Kendinize ve çevrenize faydanız olsun, size başarılarınız mutluluk getirsin. İstemez misiniz?
2016 çok berbat bir yıl oldu hepimiz için. Yaşananları ve acıları unutmayacağız elbette. Ama temenni işte umarım 2017 hayatınızın en iyi yılların başlangıcı olur. Güzellikler getirsin, mutluluğu daimi kılsın hepimize, bolluk ve bereket gelsin evimize ve devletimize, barış içinde sağlıkla yaşayalım istiyorum. Negatif kelimeler beni mutlu etmediği için onlardan bahsetmek istemiyorum. Her şey gönlümüzce olsun, çocuklar hep gülsün!
Türkiye’nin en büyük, hatta ilk 400 sıralaması içinde yer alan Edebiyat Defteri’nde olduğunuz için hepinize teşekkür ediyoruz. Bu bir merhaba, 2017’ye hoş geldiniz.
Sevgilerimle