25.7.2023
Bugün sosyal medya platformlarımdan birinde bu yazıya beğeni gelmiş. Normalde bu kadar uzun paylaşımlarımı kendi deferime not ediyorum ama atlamışım. Yaklaşık bir yıl önce kadar önce yazdıklarımı buraya taşımak isterim.
Anlamayı bırakalım, anlaşılmayı bile dilemek istemeyeceğimiz kişilerin bizim üzerimizde bıraktıkları etkiyi kolay kolay kaybetmiyor olmamız çok sağlıksız. İşte bu yüzden hasta olmaya mahkumuz. Kendime şimdi bugünkü duygularımla bir not bırakmak isterim. Sevilmediğini anladığın her kişiden, her ortamdan, her mekandan ve her şehirden uzaklaş!
Bugün ve her gün son nefesime kadar anlamak, anlaşılmanın üzerine emek vermeye devam edeceğim. Çünkü işi insan olan her bireyin önceliği bu olmalı. İş hayatımı ve özel hayatımı 24 saatime yayıp istediği gibi yaşayan, istediğim ya da istenilen zamandan ziyade, olması gerektiği zaman sevdiklerine zaman ayıran biriyim. Sevdiklerimden de bunu beklerim açıkçası. 24 saatini planlayamayan ve bu saatin 18 saatini çalışan kişilerde sistem kurma becerisinin zayıf olduğunu düşünüyorum kendimce. Ama ikna edilebilirim. İşini zamanında planlayan ve uygulayan biri olmaya alışkınım. Fakat anlaşılmadığım zaman üzülüyorum. Mutsuz olmuyorum ama üzülüyorum. Bakış açısı değişik kişilerle çalışmayı bu nedenle çok seviyorum.
Tepki gösterdiğinde “ atar yapıyorsun “ , hayır dediğinde, istemediğinde, cevap verdiğinde “ bağırıyorsun “, üzüldüğünü söylediğinde “ kadınsal şeyler “ diye niteleyen kişileri de de ben anlamak istemiyorum.
Rahmetli babaannem doğduğum günden beri elinde gazete ve kitapla bize en iyi örnek olmuştur. Hayattaki en iyi öğretmenimdir. Her konuda. Rahmetli babam bize her zaman bir kitap tavsiye eder alır, okuturdu. Sonra ara ara bize ne anladığımızı sorardı, anlattırırdı. Bunun ne büyük bir öğreti olduğunu sonra anladım. Aynı pencereye bakmak değil, aynı dili konuşmak değil, aynı yolu yürümek değil de anlamak ve anlaşılmak bu dünyadaki en büyük nimetlerden biri bence.
Herkese harika bir hafta dilerim.